Av. Zehra Püren ALTUNTAŞ
Av. Merve GÜRSOY
İş Hukukunda Rekabet Yasağı
İş sözleşmesinin sona ermesinden sonra, işçinin herhangi bir şekilde işverenle rekabet etmemesi, kendi hesabına rakip işletme açmaması veya işverenin rakibi konumundaki işletmelerde çalışmamasını sağlamak üzere hizmet sözleşmesinde bu ve benzeri sınırlayıcı rekabet yasaklarına yer verilebileceği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) hüküm altına alınmıştır. Bu tür rekabet yasaklarının yazılı olarak yapılması zorunludur.
TBK’nın 444. maddesi uyarınca rekabet yasağının geçerli olması için;
Hizmet ilişkisinin, işçiye;
- Müşteri çevresi veya
- Üretim sırları veya
- İşverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması
ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olması gerekmektedir.
İşçi, işverenin üretim sırlarını veya yaptığı işleri öğrenebilecek bir pozisyonda çalışmıyorsa rekabet yasağı geçersiz sayılacaktır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bir kararında1, “… davacının davalı hastane işyerinde hemşire olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı işçi ile işveren arasında iş sahibinin müşterileri tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında uygun olan bir iş sözleşmesi bulunmadığından BK.m.348/I anlamında belirli bir sürede rakip bir işletmede çalışamaması yolunda koşul öngörülemeyeceği” sonucuna varılmıştır.
Rekabet yasağının sınırları yine TBK ile açıkça düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı; işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde, yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyecektir. Söz konusu sınırlamalar özel durumlar ve koşullar dışında iki yılı aşamayacaktır.
Sınırlamalara ilişkin düzenleme 1 Temmuz 2012’den önce yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu (“BK”)’nda da yer almakta idi, ancak Yargıtay, sınırlamaların geçerliliği konusunda şekli bir yorum yapmakta, kanunda belirtilen sınırların olmaması halinde rekabet yasağına ilişkin hükmü geçersiz kabul etmekteydi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bir kararında2 yer alan “…hizmet sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde yer alan coğrafi alan sınırlaması, işçinin iktisaden mahvına sebep olacak düzeyde geniş bir alanı kapsadığından yukarıda açıklanan çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olup bu nedenle cezai şarta ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmektedir.” ifadelerini uygulamaya örnek gösterebiliriz.
BK’dan farklı olarak, TBK’nın 445. maddesine eklenen “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” fıkrası ile hâkime bir takdir yetkisi tanınarak, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun bir biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabileceği belirlenmiştir. Bu düzenleme sonrasında yer bakımından aşırıya kaçan sınırlamalar bazı Yargıtay kararlarında geçersiz olarak değerlendirildiyse de genellikle Yargıtay’ın belirli şartlardaki eksiklikleri düzelterek rekabet yasağını ayakta tutma yoluna gittiğini görmekteyiz.
Yer bakımından yapılan sınırlamanın geniş çaplı olması halinde ise Yargıtay bunu iddia eden çalışanın Medeni Kanun’un (“MK”) 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük yasağına aykırı davrandığını ileri sürerek maddenin coğrafi açıdan sınırlamasını daraltarak rekabet yasağı hükmünü geçerli tutma yoluna gitmektedir.3
Sonuç olarak Yargıtay, TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce sona eren sözleşmeler için yer, kapsam ve coğrafi bölge açısından yapılan sınırlamaların geniş olması halinde söz konusu hükümlerin geçersizliğine hükmetmiştir. TBK’dan sonraki sözleşmeler için ise artık TBK m. 445 ve MK m. 2 uyarınca rekabet yasağı hükmünü daraltarak ayakta tutma yönünde kararlar almaktadır.
1 Yargıtay 9. H.D., 10.03.2008 tarih, 2007/11865 Esas ve 2008/3993 Karar sayılı kararı
2 Yargıtay 11. H. D., 16.03.2017 tarih, 2016/2751 Esas ve 2017/1589 Karar sayılı kararı
3 Yargıtay 11. H.D., 22.02.2016 tarih, 2015/7354 Esas ve 2016/1838 Karar sayılı kararı