COVID-19 Salgınının Ticari Hayata Etkileri ile Alınan Tedbirler Kapsamında Hukuki Bilgilendirme

COVID-19 SALGINININ TİCARİ HAYATA ETKİLERİ İLE ALINAN TEDBİRLER KAPSAMINDA HUKUKİ BİLGİLENDİRME

Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturan yeni koronavirüs salgınının (“COVID-19”) yayılması ve birçok ülkede vaka sayılarındaki hızlı artış sebebiyle 12 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklama ile COVID-19’un “pandemi” olduğu ilan edilmiştir. COVID-19’un ilk olarak 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de de görülmesi sonucu, ekonomik ve ticari hayata yönelik etkileri göz önünde bulundurularak, Türkiye genelinde çeşitli önlemler alınmış ve yasal düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

Hazırlamış olduğumuz bilgilendirme notunda, COVID-19 sebebiyle etkilenen ticari hayata ilişkin ortaya çıkan sorunlar ile yasal değişikliklere yönelik değerlendirmelerimiz bulunmaktadır. Ancak, belirtmek isteriz ki, sürecin dinamikliği bakımından kanunlar da dahil olmak üzere, kurumların alacağı kararlar ve kabul edilecek uygulamalar açısından farklılıklar olabileceği gibi, görüşlerimizin paylaşılması sonrası yürürlüğe girecek ek düzenlemelerle uygulamada farklılıklar meydana gelebilecektir.

En kısa zamanda sona ermesini dilediğimiz bu süreçle alakalı bilgi ve paylaşımlarımızın karar verme süreçlerinize katkı sağlayacağını umarız.

1. COVID-19’UN ŞİRKET GENEL KURUL VE YÖNETİM KURULU TOPLANTILARI AÇISINDAN ETKİLERİ

Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) anonim ve limited şirketlerde, olağan genel kurul toplantılarının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması öngörülmektedir. Şirketlerde genellikle faaliyet dönemi olarak takvim yılı tercih edilmekte olup, söz konusu faaliyet dönemi tercihi mart ayı sonuna kadar olağan genel kurul toplantılarının tamamlanmasını gerektirmektedir. Şirket genel kurul toplantılarının yoğunlukla gerçekleştirilmesi planlanan bu dönemde şirketlerin kurul toplantıları bakımından birtakım tedbirler alınmış ve fiziki toplanmaların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, T.C. İçişleri Bakanlığı’nın 16.03.2020 tarihli genelgesi ile sivil toplum kuruluşları (dernek ve vakıflar) bakımından, sivil toplum kuruluşlarının genel kurul toplantılarının 16.03.2020 Pazartesi, saat 24:00 itibarıyla geçici olarak ertelenmesine karar verilmiş fakat şirketlerin kurul toplantılarına ilişkin herhangi bir karar alınmamıştır. Bu doğrultuda, T.C. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 20.03.2020 tarihli “Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarına İlişkin Açıklama” başlıklı yazısında, şirketlerin genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarına ilişkin birtakım tedbirler getirilmiş ve şirketlerin kurul toplantıları hakkında da düzenleme yapılmıştır. İlgili yazı kapsamında;

          • Daha önce yönetim kurulu/müdürler kurulu tarafından toplantıya çağrılan anonim ve limited şirketlerin olağan genel kurul toplantılarının, erteleme amacıyla yönetim kurulu/müdürler kurulu tarafından alınacak bir karar ile iptal edilebileceği,
          • Yönetim organının almış olduğu iptale ilişkin kararın ilan talebinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi Müdürlüğü’nce karşılanacağı,
          • Genel kurul yahut yönetim kurulu toplantısını yapmak isteyen şirketlere yönelik ise, esas sözleşmesinde hüküm bulunması şartı aranmaksızın, elektronik genel kurul toplantısı yapma imkanının getirildiği

belirtilmiştir.

Yapılan açıklama ile şirketlerin pay sahiplerinin ve yönetim kurulu üyelerinin fiziki olarak toplanmasına gerek kalmaksızın, erteleme ve elektronik ortamda toplantı şeklinde iki farklı ihtimal sunulmuştur. Söz konusu açıklamaya ve yönetim organlarının alacakları iptal kararının örneğine, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın ve ticaret odalarının internet sitelerinden ulaşılabilmektedir. Genel kurul toplantısının ertelenmesi amacıyla yönetim organı tarafından iptal kararı alınması halinde ise, ilanın yayımlanabilmesi için yönetim/müdürler kurulunun almış olduğu genel kurul toplantısının iptali kararının, noter tasdikli suretinin ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sunulması gerekmektedir.

Genel kurul toplantısının ertelenmesi yönünde tercih kullanmayan şirketler için gerçekleştirmeyi planladıkları toplantıları “Elektronik Genel Kurul Toplantı Sistemi” ve “Elektronik Yönetim Kurulu Sistemi” üzerinden gerçekleştirebilecekleri belirtilmekte ve şirketlerce elektronik ortamda kurul gerçekleştirilmesine imkan tanıyan hükme ilişkin esas sözleşme değişikliğinin, bundan sonra yapılacak ilk genel kurul toplantısında gerçekleştirilmesi imkanı tanınmaktadır.

Elektronik kurul toplantılarının gündeme gelmesiyle değerlendirilmesi gereken diğer bir husus ise, TTK ve ilgili sair mevzuat uyarınca öngörülen elektronik kurul toplantılarındaki usulün ve sistemsel gerekliliklerin azaltılmasına yönelik ayrıca bir düzenleme bulunmamasıdır. Bu kapsamda, elektronik ortamda yapılacak genel kurul toplantılarına ve yönetim kurulu toplantılarına ilişkin altyapı zorunluluğu ve sistemsel uygulamalar devam etmekte ve TTK m. 1527 kapsamında şirkete ait bir sistem yahut Merkezi Kayıt Kuruluşu Anonim Şirketi’nin sunmuş olduğu “Elektronik Genel Kurul Toplantı Sistemi” ve “Elektronik Yönetim Kurulu Sistemi” nin kullanılması gerekmektedir.

COVID-19 kapsamında getirilen söz konusu tedbirlere ek olarak, anonim şirketlerde yönetim kurulu kararlarının, TTK’nın 390. maddesinde düzenlenen elden dolaştırma suretiyle de alınabilmesi mümkündür. Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinden herhangi birinin fiziki toplantı yapılması isteminde bulunmaması durumunda, toplantı yapmaksızın yönetim kurulu üyelerinden birinin karar şeklinde yazılmış önerisinin tüm üyelere sunulmuş olması şartıyla, elden dolaştırma yöntemi ile yönetim kurulu kararı alınabilmektedir. Bahse konu düzenleme yeni bir düzenleme olmayıp, TTK uyarınca tanınmış bir haktır. Bu kapsamda, esas sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayının alınmış olması gerekmektedir. Buna ilişkin olarak, yönetim kurulu üyelerinin onaylarının ayrı metinler halinde toplanarak ve alınan onayların tamamının yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması ile elden dolaştırma yöntemi ile karar alma süreci tamamlanmış olmaktadır. Böylelikle, yönetim kurulu üyelerinin bir araya gelmesine gerek kalmadan ve imzaların tamamının aynı nüshada olmasının sebep olacağı gecikme engellenmek suretiyle pratik açıdan daha kolay bir şekilde yönetim kurulu kararı alınabilmektedir.

2. COVID-19’UN İŞ HUKUKU AÇISINDAN ETKİLERİ

2.1 Uzaktan Çalışma

COVID-19’a ilişkin tedbir olarak pek çok iş yerinde uzaktan çalışma şekli uygulanmaya başlanmış ve insanların fiziki toplanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (“İK”) 14. maddesinin 4. fıkrası uyarınca uzaktan çalışma, “işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi” olarak tanımlanmaktadır. Bu hükümle, işçiye ücreti ödenmek suretiyle, iş görme edimini işyeri dışında başka yerde yerine getirmesi olanağı sağlanmaktadır. İK’da yer alan uzaktan çalışmaya ilişkin düzenleme ile her ne kadar işçi ve işveren arasında yazılı bir anlaşma akdedilmesi gerektiği düzenlense de COVID-19’un aniden hayatımıza girmesi ve acil durum kapsamında olması sebebiyle uzaktan çalışma sistemini ayrıntılı düzenleyen yazılı bir anlaşma yapılmasına imkan bulunamayabilecektir. Ancak, mevcut şartlarda işverenin tek taraflı olarak işyerinde uzaktan çalışma sistemini uygulamak istemesi halinde, işçilerin e-posta adreslerine göndereceği yazılı bir e-posta ile COVID-19’un yayılmasına karşı belli bir süre uzaktan çalışma yapılacağına ilişkin duyuru yapması ve ileride karşılaşılabilecek bir işçi işveren uyuşmazlığının önüne geçmek adına işçinin de yazılı onayını alması gerektiği kanaatindeyiz.

Uzaktan çalışma şeklinin uygulanmasıyla birlikte işverenin işçiye karşı sorumlulukları değerlendirildiğinde ise, İK 14. madde uyarınca işveren, uzaktan çalışma yöntemiyle iş verdiği çalışanının yaptığı işin niteliğini dikkate alarak, çalışanını iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlü olmaya devam etmektedir.

2.2 Kısa Çalışma

Kısa çalışma, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda düzenlenmiş bir uygulamadır. Bu düzenleme ile kısa çalışma; genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya dışsal etkilerden kaynaklı zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır. Bu kapsamda işçilere kısa çalışma ödeneği ve Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmektedir. Salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir. (Yargıtay 9. H.D., 2016/9116 E., 2019/16141 K., 18.09.2019 tarihli karar ile Yargıtay 9. H.D., 2016/6740 E., 2019/14563 K., 01.07.2019) Zorlayıcı sebep başlığı altında değerlendirilebilecek bir durum olan COVID-19’un kısa çalışmaya sebep oluşturması için üretimde/hizmette ve dolayısıyla çalışma süresinde azaltma ya da faaliyeti durduracak nitelikte olması gerekmektedir.

COVID-19 sebebiyle uygulanan tedbirler öncesinde, zorlayıcı nedenin varlığı halinde işçinin kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için;

          • İşverenin kısa çalışma talebinin iş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucunda uygun bulunması,
          • İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması (Kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olanlar),
          • Kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması gerekmekteydi.

COVID-19 sebebiyle uygulanan tedbirler kapsamında, 25.03.2020 tarihli 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 41. maddesi uyarınca 30.06.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere, yapılan kısa çalışma başvuruları için, işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için öngörülen hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi hükmü, kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödenmiş olması şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmek için gereken şartları kolaylaştıran bir düzenleme yürürlüğe girmiştir.

COVID-19’dan etkilendiği gerekçesiyle kısa çalışma talep eden işveren; buna ilişkin kanıtlarla birlikte kısa çalışma talep formunu doldurmak suretiyle kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi, bağlı olduğu İŞKUR biriminin elektronik posta adresine göndermek suretiyle kısa çalışmaya başvuru yapabilmektedir. Başvuruların işyerine gidilmeden de belge üzerinden hızlı bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için COVID-19’dan etkilenildiğine dayanak teşkil eden belgelerin başvuruya ek yapılması önem taşımaktadır. Yapılan başvurular, başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde sonuçlandırılmaktadır. Yapılan kısa çalışmaya başvurularındaki diğer bir önemli husus ise, hatalı bilgi ve belge verilmemesine dikkat edilmesidir. Başvurularda verilen hatalı bilgi ve belge nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilmektedir.

Ayrıca, kısa çalışma her ne kadar “üç ayı aşmamak üzere…” hükmü ile düzenlenmiş olsa da kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.

2.3 Telafi Çalışması

Telafi çalışması İK 64. maddesi ve İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 7. maddesinde düzenlenmiştir. İK’nın tanımına bakıldığında;

“Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin tanımına bakıldığında ise;

“Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak çalışma, telafi çalışmasıdır.” hükmü ile düzenlenmiştir.

Belirtilen bu iki yasal düzenleme kapsamında, mevzuattan kaynaklanan şartlara uyularak yapılmış telafi çalışması fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmamakta ve bu süre zarfında işçinin ücreti ödenmeye devam etmektedir. Telafi çalışması bakımından karar verme ve uygulama yetkisi işverene ait olmakla beraber, telafi çalışmasının hangi nedenle yapılacağı ve işçinin hangi tarihte çalışmaya başlayacağının işçiye bildirilmesi gerekmektedir.

Telafi çalışmasına ilişkin yasal düzenleme çerçevesinde, işveren, telafi çalışmasını gerektirecek sebebin ortadan kalkması sonrasında, işyerinin normal çalışma şartlarına dönmesini müteakip iki ay içerisinde, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile günde 3 saatten fazla olmadan ve tatil günlerini kapsamayacak şekilde işçiye telafi çalışması yaptırabilmekteydi. COVID-19 sebebiyle bazı iş yerlerinde işin durması ya da çalışma sürelerinin azalması sebebiyle, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile telafi çalışmasının yaptırılabileceği sürede değişiklik yapılarak, iki aylık süre dört aya çıkartılmış ve Cumhurbaşkanı’na bu süreyi iki katına kadar artırma yetkisi verilmiştir.

2.4 İş Yeri Kira Bedelinin Ödenememesi

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) “Kiracının Temerrüdü” başlıklı 315. maddesine göre; kiracının kira bedelini ödeme borcunu ifa etmemesi halinde kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de borcun ifa edilmemesi durumunda, kiraya verenin sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmaktadır. TBK’nın “Kiracıdan Kaynaklı Sebeplerle Başlıklı” 352.maddesi uyarınca ise; kiracının bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde veya bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödememe halinde kendisine yazılı olarak iki ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilmektedir.

Söz konusu yasal düzenlemelere karşın, COVID-19’un sebep olduğu ekonomik değişiklikler ile birlikte, 25.03.2020 tarihli 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca iş yerleri için kira sözleşmeleri bakımından önemli bir düzenleme getirilmiştir. Bu bağlamda, 01.03.2020 tarihinden 30.06.2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacak, TBK’daki yukarıda belirtilen düzenlemeler kiracı bakımından uygulanabilir olmayacaktır.

3. COVID-19’UN YARGI FAALİYETLERİ İLE DİĞER BAZI KURUM VE KURULUŞLARA ETKİSİ

3.1 Yasal Sürelerin Durması

COVID-19’un ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla 25.03.2020 tarihli 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile;

          • Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; İdari Yargılama Usulü Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki sürelerin 13.03.2020 (bu tarih dahil) tarihinden 30.04.2020 (dahil) tarihine kadar durdurulmasına,
          • İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30.04.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulmasına

karar verilmiştir.

7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da yapılan düzenleme ile hukuki sürelerin durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağına; durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacağına hükmolunmuştur. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı’nın durma süresini bir kez uzatabileceği ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabileceği öngörülmüştür. Ancak, bu uzatma süresi altı ayı geçemeyecektir.

Aşağıdaki süreler ise bu kanunun kapsamı dışında bırakılmıştır:

          • Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri
          • Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler,
          • Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.

İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilecektir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılacak ve ilan için ücret alınmayacaktır.

Kanun uyarınca durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilmekte ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilmektedir.

Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları ise durma süresince devam edecektir.

Kanun duruşmaların ertelenmesi gibi bir takım ek tedbirlerin alınması konusunda aşağıdaki kurumları yetkilendirmiştir. Bu kapsamda;

Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dahil olmak üzere alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;

          • Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,
          • İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hakimler ve Savcılar Kurulu,
          • Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı belirleme yetkisini haizdir.

7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun doğrultusunda, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 30.03.2020 tarihli COVID-19 Kapsamında İlave Tedbirler konulu kararı ile:

          • Tutuklu (yasal zorunluluk nedeniyle sadece tutukluluğun değerlendirilmesi yönünden) ve acil işler, dava zamanaşımı yakın olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları, yürütmenin durdurulması istemleri ile ivedi sayılacak diğer iş ve işlemler haricindeki ilk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemelerine ait duruşma, müzakere ve keşiflerin 30.04.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar ertelenmesine,
          • Duruşma, müzakere ve keşiflerin ertelenmesine yönelik işlemlerin evrak üzerinden ve duruşma açılmadan icra edilmesine, yeni duruşma günü ile keşif saatinin, masrafları gider avansından veyahut kamu bütçesinden karşılanmak ve her türlü iletişim vasıtalarından istifade edilmek suretiyle uyuşmazlığın taraflarına bildirilmesine

karar verilmiştir.

3.2 COVID-19 Nedeniyle Sermaye Piyasası Kurulu Tarafından Alınan Tedbirler

COVID-19 kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu’na (“SPK”) iletilen talep ve sorulara ilişkin yapılan 19.03.2020 tarihli SPK toplantısında alınan kararlar SPK tarafından yayımlanan 2020/19 sayı ve 23.03.2020 tarihli Bülten ile duyurulmuştur.

Alınan kararlar kapsamında elektronik yollar ve mobil uygulamalar ile emir kabul edilmesi, finansal rapor bildirimleri için öngörülen sürelerin uzatılması ve benzeri kolaylıklar sağlanmıştır. İlgili bülten metnine SPK’nın internet sitesinden ulaşılması mümkün olmakla birlikte, özellikle SPK kapsamındaki süreler bakımından başlıca değişiklikler aşağıdaki gibidir:

          • Portföy yönetim şirketleri ve aracı kurumların 01.01.2019-31.12.2019 hesap dönemi ile 01.01.2020-31.03.2020 üç aylık ara hesap dönemine ait finansal raporlarının bildiriminin, sermaye piyasası mevzuatında belirlenmiş olan nihai bildirim sürelerini takip eden ayın sonuna kadar yapılabilmesine,
          • Yatırım fonlarının (gayrimenkul, girişim sermayesi ve borsa yatırım fonları dahil) 01.01.2019-31.12.2019 hesap dönemine ait finansal raporlarının bildiriminin ve emeklilik yatırım fonlarının 01.01.2019-31.12.2019 hesap dönemine ait yıllık raporlarının ilanının 30.04.2020 tarihine kadar yapılabilmesine,
          • Sermaye piyasası araçları bir borsada ve/veya teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde işlem gören işletmelerin 01.01.2020- 31.03.2020 üç aylık ara hesap dönemine ait finansal raporlarının bildiriminin ilgili mevzuatta belirlenen sürelere 30 gün eklenmek suretiyle yapılabilmesine,
          • Sermaye piyasası araçları bir borsada ve/veya teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde işlem görmeyen sermaye piyasası mevzuatına tabi işletmelerin 01.01.2019-31.12.2019 dönemine ilişkin ve henüz ilgili mevzuat kapsamında bildirimi yapılmayan finansal raporlarının bildiriminin, sermaye piyasası mevzuatında belirlenmiş olan nihai bildirim süresini takip eden ayın sonuna kadar yapılabilmesine,
          • Özel hesap dönemine sahip ve sermaye piyasası araçları bir borsada ve/veya teşkilatlanmış diğer pazar yerlerinde işlem gören işletmelerin nihai bildirim süresi Mart veya Nisan ayı olan ve henüz kamuya duyurulmamış finansal raporlarının bildiriminin ilgili mevzuatla belirlenen sürelerine 30 gün eklenmek suretiyle yapılabilmesine,
          • Yatırımcı Tazmin Merkezi Yönetmeliği’nin “Zamanaşımı İlanı” başlıklı 25’inci maddesinin 1 ve 2’nci fıkralarındaki sürelerin birer ay uzatılmasına, 6. Sermaye piyasası kurumlarının Kurulumuza yapacakları bildirim ve başvuruların Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) üzerinden yapılabileceğinin hatırlatılmasına

karar verilmiştir.

3.3 COVID-19 Nedeniyle Noterlikler Kapsamında Alınan Tedbirler

Noterler nezdinde tasdik ve belge düzenlemelere ilişkin elektronik bir sistem bulunmamaktadır. Bu sebeple noter nezdinde yapılması gereken işlemlerin fiziken yapılması gerekmektedir. Noterlerdeki işleyiş bakımından COVID-19 sürecinde herhangi bir yeni uygulama yürürlüğe konmamış olup, yalnızca alınan tedbirler kapsamında 24.03.2020 tarihinden itibaren noterlerin nöbet sistemi ile çalışması uygulamasına geçilmiş ve noterliklerde bir gün tek numaralı noterliklerin, bir gün çift numaralı noterliklerin çalışmasına karar verilmiştir.

Her ne kadar noter işlemlerinde fiziken katılımı azaltacak yeni bir uygulama yahut düzenleme bulunmasa da COVID-19 sürecinde insanlar arasındaki fiziki etkileşimi azaltabilmek adına, TTK’nın 18. maddesi kapsamında taraflardan birinin diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlarının, güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılmasında fayda bulunmaktadır.

3.4 COVID-19 Nedeniyle Ticaret Sicili İşlemlerinde Alınan Tedbirler

COVID-19 sürecinde ticaret sicil müdürlükleri nezdindeki tescil işlemlerinde gerekli belgeler açısından, noter tasdikli olması ve ıslak imzalı sunulması şeklindeki uygulamalar devam etmektedir.

Tescili gereken belgeler açısından ticaret sicili müdürlüklerine fiziki başvuru gerekliliği devam etmekte iken, ticaret sicil müdürlüklerinin vezne hizmetlerine ilişkin aldığı tedbirler uyarınca, ıslak imzalı onaylı suret talepleri ticaret sicil müdürlüklerinin internet sitesi üzerinden alınabilmektedir.

Islak imzalı onaylı suret talepleri internet sitesi üzerinden iletildiğinde, talep aynı gün işleme alınarak, yine aynı gün kargoya verilerek adrese teslimi sağlanmaktadır. İlan talepleri de posta veya kargo ile Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi Müdürlüğü’ne iletilebilmekte ve ilan yayın ücretleri internet bankacılığı ile ödenebilmektedir. Banka hesap numaralarına ilişkin bilgilere Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin internet sitesinden ulaşılması mümkündür.

Ayrıca, fiziken yapılacak işlemlerde çalışma saatleri açısından ticaret sicil müdürlüklerinin ortak bir duyurusu veya kararı olmamakla birlikte, İstanbul Ticaret Odası’nın 27.03.2020 tarihli duyurusuyla merkez ve tüm temsilciliklerin 30.03.2020 Pazartesi gününden itibaren geçici bir süre ile 10:00 – 16:00 saatleri arasında çalışacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, işlem yapılacak ilgili ticaret sicil müdürlüğünden çalışma saatlerine ilişkin bilgi alınması isabetli olacaktır.

SONUÇ

Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca, ekonomik ve ticari hayata etki eden COVID-19’a ilişkin tedbirler ve bu tedbirlere ilişkin bazı yasal düzenlemeler kapsamında hazırlamış olduğumuz bilgilendirme notu mevcut uygulama, mevzuat ve içtihatlar çerçevesinde hazırlanmıştır.

Sürecin dinamikliği göz önünde bulundurulduğunda, takip eden günlerde, resmi kurum ve kuruluşların vereceği kararlarda değişiklikler olabileceğini, bu sebeple yukarıda sunulan görüş ve bilgilendirmelerde değişiklikler olabileceğini belirtmek isteriz.

Bu çalışma, yalnızca müvekkillerimizi bilgilendirmek amacı ile hazırlanmış bir bilgilendirme notu olmakla beraber hukuki mütalaa niteliği taşımamaktadır. Yukarıdaki açıklamalara ilişkin yahut süreç hakkında farklı bilgi talep etmeniz ve sorularınız olması halinde ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,

ICK HUKUK BÜROSU

error: